9 Aralık 2008 Salı

SAYIN ADNAN OKTAR'IN "ERGENEKON" ÖRGÜTLENMESİ HAKKINDA ÇARPICI TESPİTLERİ


“Masonluğun Kılıncı: Ergenekon” kitabım Türkiye’nin 100 yıldan beri çektiği sıkıntının kökünü anlatıyor. Yani 100 yıldan beri bu Ergenekon yapılanması, bu Marksist yapılanma devam ediyor.

Sayın Adnan Oktar, “Harun Yahya” müstear adıyla 1997 yılında kaleme aldığı “Terörün Perde Arkası” isimli eserinde, “Ergenekon” örgütünün ismini açıkça vererek bu materyalist-Darwinist ateist yapılanmayı ilk deşifre eden kişi olmuştur. Kitabında Türkiye’de komünist çizgide “Ergenekon” isimli illegal bir yapılanmanın teşkilatlanmakta olduğunu yazan Sayın Adnan Oktar, aynı zamanda bu teşkilatın gerçekte Masonların piyonu olduğunu da duyurmuştur.
Ayrıca Adnan Oktar’ın Ergenekon örgütlenmesi hakkındaki tespitleri bunlarla sınırlı kalmamıştır.
İşte BAV Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar’ın Ergenekon örgütlenmesi; Deccaliyetin komitesi olan bu komünist örgütlenme ile Masonluk arasındaki hiyerarşik bağ ve Ergenekon örgütünün başında kimin bulunduğu konusundaki çarpıcı tespitlerinden bir bölüm…


Ergenekon Örgütünü İlk 1997’de Anlattım


“Devlet içine sızmış bir derin devlet çetesinden biz yıllardan beri bahsederiz. Ben ta bu konuyu 97’lerde anlattım. Kitaplarımda anlattım. Çok çok eskidir benim bunu anlatmam ve yıllardan beri de ilanlarda, gazete ilanlarında arkadaşlarımız anlatıyorlar. Komünist derin devlet çetesi diye. Ergenekon dememiştik. Sonra devlet, Allah’a çok şükür kahraman ordu, Said Nursi’nin tabiriyle kahraman ordu, hakikat hali görüp olaya müdahale etti, savcılarımız, hakimlerimiz de. Ve komünist derin devlet çetesine çok ciddi bir darbe indirilmiş oldu.” (Sayın Adnan Oktar’ın Erzincan Can TV ile Temmuz 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Yapılanmasının İki Kanadı Var Ama Asıl Köken Masonluk

“Ergenekon yapılanmasının iki kanadı var: Birisi komünist, Marksist yapılanma. Bu komünist Marksist yapılanmanın bizleri doğrudan hedef aldığından eminim. Diğer kanadı, sağ kanadı var bir de komünist kanadı var. Komünist kanadı daha etken, devletin içerisinde daha kilit noktaları tutmuş ve her türlü örgütlenmeyi kullanabilen bir yapı. Ama asıl kökeninde yine mason derneklerinin etkisi var.” (Sayın Adnan Oktar’ın İngiliz The Guardian gazetesi ile Nisan 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Komünist Derin Devlet Çetesidir

“Masonluk Türkiye’de doğrudan bir şeye müdahale etmez. Kendi yan kuruluşları vardır. Ergenekon gibi yan örgütleri vardır ve illegal bir yapılanması var. Ergenekon Marksist örgütlenmesi, bu devlet içinde gelişen bir komünist derin devlet çetesidir.” (Sayın Adnan Oktar’ın Al Bağdadi TV (Irak) ile Temmuz 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Örgütünün Masonluğa İhtiyacı Var

“Asıl yöneten güç masonluktur. Çünkü dünyadaki en güçlü, en sistemli, en disiplinli örgüt masonluktur. Ondan daha disiplinli bir örgüt yoktur şu anda dünyada. Onun için ateist siyonistlerin organize ettiği en disiplinli örgüttür. O örgüt böyle bir yapılanmayı çok rahat geliştirebiliyor. Yani Ergenekon tipi bir örgütlenmenin masonluğa çok büyük ihtiyacı vardır. Yoksa hareket edemez. Güç bulamaz. Rahat hareket edebilmesi, güç bulabilmesi, istediği yerlere daha rahat sızabilmesi ve rahat eylem yapabilmesi için böyle dünya çapında dev çok disiplinli organize bir örgüte ihtiyacı vardır. Bu da masonluktur.” (Sayın Adnan Oktar’ın Vakit Gazetesi ile Mayıs 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)



Masonluk Türkiye’de Doğrudan Müdahale Etmez

“Masonlar, Ergenekon örgütünü kullanıyorlar. Direkt müdahale etmeyip.

Ergenekon’un Marksist kanadını kullanıp onla eylem yaptırıyorlar. Baskıyı onlarla elde edebiliyorlar. Devletin birçok kurum ve kuruluşunda örümcek ağı gibi yapılanmış durumdalar.” (Sayın Adnan Oktar’ın El Siglo TV (İspanya) ile Haziran 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Örgütünün Türkiye’yi İkiye Bölme Planı Vardı

“Türkiye’yi ikiye bölmek istediklerini biliyoruz. Marksist Doğu Türkiye, Marksist Batı Türkiye olarak ikiye ayırmayı düşündüklerini biliyoruz. Onların kendi beyanlarından biliyoruz. Gizlemiyorlar zaten açık açık söylüyorlar. Başkentlerini bile ayarlamışlar kendilerine göre. Mesela Diyarbakır’ı komünist Doğu Türkiye için, İstanbul’u da komünist Batı Türkiye için başkent olarak hazırlıyor bu örgüt.” (Sayın Adnan Oktar’ın El Siglo TV (İspanya) ile Haziran 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Marksist Ergenekon Yapılanması 100 Yıldan Beri Devam Ediyor

“Masonluğun Kılıncı: Ergenekon” kitabım Türkiye’nin 100 yıldan beri çektiği sıkıntının kökünü anlatıyor. Yani 100 yıldan beri bu Ergenekon yapılanması, bu Marksist yapılanma devam ediyor. Ta ittihat terakkicilerin devrinde oluşmuş bir sistem bu, yeni yapılmış bir şey değil. İsmi de ta o zamanlar konmuş. Yani o devirden kalma bir şey. Yeni isimlendirilmiş bir şey değil. O zamanlar Türkçülüğü güya kullanmış Marksistler. O zamanın komünistleri yani komünistlerin yeni güçlendiği dönemlerde. İhtilallerde, Türkiye’de meydana gelen terör olaylarında şiddet olaylarında, devlet içinde bir görev odağı olarak sürekli yönlendirici olmuşlar, sürekli çalışmışlar. Daha yeni devlet bunun farkına vardı. Yani yeni durdurma kararı aldı. Mesela yapılan suikastler, hepsinin kökeninde bu teşkilat yatıyor. Mesela Türkiye’deki 12 Eylül öncesi ortamın meydana getirilmesi, 12 Mart devrinde o devirdeki olayların meydana getirilmesi, kargaşanın meydana getirilmesi, hatta bombalama olayları hepsinin kökeninde, bu örgüt yatıyor. Bu tamamen temizlenirse son derece sakin halim selim huzurlu bir ortam olacaktır.” (Sayın Adnan Oktar’ın Vakit Gazetesi ile Mayıs 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Örgütünün Din Ahlakına Karşı Bir Yapısı Var

“Ergenekon gidiyor bir gün bir savcıyı öldürüyor, gidiyor bir gün bir solcuyu öldürüyor, niye yaptığı da belli değil, neden yaptığı da belli değil, çıldırmış gibi, çok şuursuz bir sistem bu. Onun için taraftarlarını da çok iyi yıldırabiliyor ve ürkütebiliyor, çünkü ölümün hangisinden, nereden geleceği belli değil. Yani yöneticisini de bir anda öldürebiliyorlar, işin içinde olan ya da olmayan herhangi bir insanı öldürebiliyorlar, böyle gözü kara bir sistem. Ama milletimiz gördüğüm kadarıyla bilinçleniyorlar bu yapıya karşı, özünde Allah’ı inkâr etme (Allah’ı tenzih ederiz.), din ahlakına karşı olma düşüncesinden kaynaklanan bir yapıdır Komünist Derin Devlet.” (Sayın Adnan Oktar’ın Al Hurra TV (Irak) ile Nisan 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Örgütü Türk Milletine Değer Vermez

“Bu tip örgütlerde de milleti ve insanları insan yerine koymama, biz herşeyi sizden daha iyi biliriz mantığı oluyor. Mesela komünist Ergenekon örgütünün özelliği de böyledir, halka değer vermez, Türk milletine değer vermez, kendilerinin çok daha akıllı olduğuna, üstün olduğuna inanırlar, daha kültürlü, görgülü olduğuna inanırlar. Halkın cahil olduğuna, dolayısıyla kitle şiddetinin, kitle yıldırmasının, kitle korkutmasının bu insanları hiza edeceğine ve doğrudan onların istediği gibi hareket etmelerine vesile olacağına inanırlar. Bu da çok kötü tabii.” (Sayın Adnan Oktar’ın İngiliz The Guardian gazetesi ile Nisan 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)

Ergenekon Örgütünün Bir Numarası Şeytandır
Muhabir: Ergenekon’un bir numarası tartışma konusu olmuştu? Sizce bir numara kim?

Adnan Oktar
: Ergenekon örgütünün bir numarası şeytandır.

Muhabir
: Peki Türkiye’deki o şeytan kim?

Adnan Oktar
: Şeytan’ın etkisinde olan kişiler. Anladığım kadarıyla devlet bunu biliyor zaten. Yakın zamanda ortaya çıkarırlar. (Sayın Adnan Oktar’ın “www.timeturk.com” isimli haber sitesinde Temmuz 2008 tarihinde yayınlanan röportajından…)

Şeytanın Kurduğu Sistem Sadece Ergenekon Değil

“Tek bir tehlike vardır Müslüman için. O da şeytan ve şeytanın kurduğu sistemler. Şeytanın kurduğu sistem sadece Ergenekon değil. Marksist ve Leninist bir yapılanma içinde olan bu Ergenekon örgütü, terör örgütlerini de içinde barındıran bir sistem. Mesela PKK, mesela diğer terör örgütleri. Onlar da aynı örgütle birlikte hareket ediyorlar. Fakat bunların hepsinin üstünde masonluk vardır, bunların patronu masonluktur. Türk masonluğu da değil üstelik. İngiliz ve İsrail masonluğu asıl olayı yönetir.” (Sayın Adnan Oktar’ın “www.timeturk.com” isimli haber sitesinde Temmuz 2008 tarihinde yayınlanan röportajından…)

Mazlum İnsanları Komünist
Ergenekon Örgütünün, Masonların Eline Bırakarak Türkiye’den Gitmem

“Türkiye benim vatanım tabi, bütün atalarım burada, ailem burada arkadaşlarım burada, kendi soyum burada. Böyle bir ortamda “Ben rahatsızım beni rahatsız ediyorlar”, “Ben buradan gideyim” dediğimde burada bir çok insanı bırakacağım ve onların zorda kalmasını kabul edeceğim demektir. Halbuki vatanıma, insanlarıma bir saldırı varsa her türlü zorluğu kabul ederek burada kalıp, benim bu mücadelenin içinde durmam lazım. O bir kaçaklık olur. Müslüman’a yakışmaz bu. Yani sonuna kadar zor olan yerde mücadele etmek çok önemlidir. Kolay yerde herkes herşeyi yapar. Zorun içinde başarı çok önemlidir. Zoru başarmak önemlidir. Onun için ben buradaki mazlum insanları masonların eline bırakarak, Marksistlerin eline bırakarak, komünist Ergenekon örgütünün eline bırakarak Türkiye’den gitmem ve sonuna kadar mücadele ederim.
En fazla hayatıma yönelik bir şey olabilir, o zamanda şehit olurum. O yüzden Müslüman’ın böyle bir korku yaşaması Müslüman’a yakışmaz, Müslüman bu yola girerken her şeyi kabul ederek bu yola giriyor. Mesela Peygamber Efendimiz (sav) mücadele ederken hiçbir zaman için zorluktan yılmamıştır. Hiçbir peygamber yılmamıştır, sahabeler yılmamıştır. Dolayısıyla bizim de zorluktan yılmamız bizlere yakışmaz. Türkiye inşaAllah bu zorlukları atlatacak, bu mason istilası kalkacak, komünist derin devletin zulmü ortadan kalkacak, Türkiye refaha ve huzura kavuşacak. Güzel günler zaten yakında. Bunun sevinci içindeyiz.” (Sayın Adnan Oktar’ın Al Bağdadi TV ile Temmuz 2008 tarihinde yaptığı röportajdan…)