SUNUCU 1: Aykut sormuş Hocam. "Sayın Hocam, Habertürk’te ‘Türkiye’de terör neden tırmanıyor?’ konulu bir program yapıldı. Ben size sormak istiyorum, bu sorunun cevabı sizce nedir?”
ADNAN OKTAR: Çok bilenler var onlara sorsunlar. Bazı çıkıyorlar o Habertürk’e, inşaAllah. Fatih Altaylı’ya sorsunlar, o iyi bilir. Başka kişiler de var orada. Ama bana göre çok açık. Anarşi niye çıkıyor? Terör niye tırmanıyor? Bir hareket olduğunda mutlaka onun bir dini, felsefi kökeni vardır. Herhangi bir şey olduğunda. Ben buraya niye geliyorum? Müslüman olduğum için geliyorum. Bir inancım var onun için geliyorum. Durduk yere gelir miyim ben? Yani hiçbir inancım, hiçbir hedefim olmasa niye geleyim burada konuşayım değil mi? Bu çok ciddi bir masraf, emek ve vakit ayırmayla oluyor bu hizmet. Şimdi terör de çok zor bir şey. Yani büyük riske giriyor adam. Ölüm tehlikesi var, hapsedilme tehlikesi var, çoğu da müebbet hapis alan ağır cezalar oluyor. Şimdi adam buna niye giriyor biliyor musunuz? Eğitimden dolayı giriyor. Darwinist ve materyalist eğitimden dolayı giriyor. Çünkü Darwinizm bir dindir. Materyalizm bir dindir. Darwinist, materyalist düşünceyle yetişen bir insan, Marksist düşünceyi savunmanın dışında başka bir yola giremez. Yani dialektik felsefeyi savunan bir adam, otomatik Marksist olur. Yani oradaki ilmi açıdan, kendi mantığına göre ilmi açıdan, ikinci bir yolu yoktur. Ya faşist, ya Marksist olacaktır. Ama faşizmi o kadar çok tercih etmiyorlar. Nadirdir faşizmi tercih edenler. Genellikle Marksizmi tercih ediyorlar. Marksist olanında, Leninist olmanın dışında bir yolu yoktur. Yani pratisyenidir Lenin. Marksizmin pratik uygulayıcısıdır. Lenin ne diyor? Marksizmin uygulanması için, Leninizmin uygulanması için tek yol vardır diyor, bir tane yol. Terör diyor, şiddet. Devrimci şiddet, yani komünist şiddet. Terör olmadan, komünizmin dünyaya yayılması mümkün değildir, şiddet olmadan yayılması mümkün değildir diyor. Yani polisi, jandarmayı öldürmedikten sonra, karakolları bombalamadıktan sonra, bankaları basıp yağmalamadıktan sonra, zenginlerin evine girip onları katledip paralarına el koymadıktan sonra, proletarya diktatörlüğünü asla oluşturamazsınız diyor adam. Proletarya diktatörlüğünün tek yolu, komünizmin gelişmesinin tek yolu; Marksist bir hareketin, komünist bir hareketin gelişmesin tek yolu terördür diyor. Aksini yaparsanız, Marksist, Leninist çizgiden sapmış olursunuz diyor. Yani başka bir şey olmuş olursunuz diyor. Onun içinde tabii bu Ortodoks mantıkla yaklaşıyorlar. Sıkı sıkıya komünizme klasik kominizme sarılıyorlar. Mesela Apo’ya bakıyoruz, PKK hareketine bakıyoruz; Marksist, Leninist, Stalinist çizgideler. Stalin Lenin’den esinlenmiş. Leninizmi daha güçlü, daha şiddetli uygulayan. Ne yaptı Stalin de? 30 milyon insanı katletti adam. Lenin’in emrine uydu, Marksizmin felsefesine uydu ve katletti. Saddam ne yaptı? Bakın Saddam’ın resimlerine bakın, kıyafetlerine bakın, Stalin’in aynısıdır. Çok aşağılık ve karaktersiz bir insandı. Kendince ona böyle özeniyor, ama tipine de özeniyor, bu çok aşağılayıcı. Vardır öyle artistlere benzemeye çalışan çoluk çocuk vardır onları tenzih ederim, yani çocuksudur kafası. Bu da o da benziyor, onun gibi pozlar vermiş, artistlik pozlar. Aynı kıyafeti giymiş, aynı askeri üniformayı giymiş, saç modeli aynı, bıyık modeli aynı, ama baktı ona benzemek olmuyor. Adam kitle katliamı yapmış Stalin, ben de yapayım dedi. Gitti masum Kürtleri, Kürt kardeşlerimizi kitle halinde imha etti. O kimyasal Ali’yi, bilmem neyi devreye sokarak. Adam yine ferahlamadı. Baktı olacak gibi değil İran’a saldırdı. Adamın ateşi düşmüyor, kudurmuş yani. O da olmuyor yine ferahlamadı, gitti Kuveyt’e saldırdı. Yani kan akıyor adamın gözünden, ağzından. Komünist eğitimden, Marksist, Leninist, Stalinist eğitimden geçti mi bir adam, olacağı budur. Yani niye oluyor, niye oluyor? Bunun neyini soruyorsunuz? Eğitimden geçiyor adam. Marksist, Leninist, Stalinist, terörist olarak yetişiyor ve bunun gereğini yapıyor adam, bu kadar açık. Başka karışık bir şey yok. "Terörün çözümünü ben size söylüyeyim mi" diyor. "Bu çocuklar evlenmiyor ondan oluyor diyor". Bir tanesi çıkıyor. Yani o kadar kızdırıcı ki bu adamların böyle üslubu. Öbürü diyor ki; "yavrum inin, anneniz sizi bekliyor, sıcak çorba için evinizde" diyor. Sizi "evlendirelim, kadın bulalım evlendirelim, çoluk çocuk yuva kurun rahat edin. Ne işiniz var dağda?" diyor. Kardeşim adam kadın kız bulamadığı için, evlenemediği için mi dağa çıkıyor adam? Şu mantık mı? Anasının çorbasını içemediğimi için mi dağa çıkıyor bunlar? Leninist eğitimden geçtiği için adam, iman etmiş ölümü göze alıyor. Yani bir adam canlı bomba oluyor. Bombayı sarıyor, Leninizm için feda olayım ben diyor adam. Yani iman etmiş, din haline gelmiş ve ölüyor adam zaten. "Leninist şehit, Marksist şehit, Komünist şehit oluyor" diyor. Bir de onu çıkarttılar. Nasıl şehit oluyorsa? Yok olduğu kanaatinde öldükten sonra, fakat şehit olduğu kanaatinde.
SUNUCU 2: Bunun altında tamamen eğitimsizlik yatıyor ve ekonomik güçsüzlük insanları o şekilde kandırıldığını düşünüyorum ben.
ADNAN OKTAR: Kardeşim PKK’nın ekonomik gücü, Türkiye’nin milli gelirinin toplamından daha da yüksek. Yani öyle bir derdi yok PKK’nın. Türkiye’nin toplam milli gelirinden daha da yüksek PKK’nın. Zibil gibi para var. Dağdaki adamlar falan, yan gelip yatıyorlar binlerce terörist. Adamlar tefli darbukalı, yiyecekli içecekli çok kapsamlı ihtiyaçlarını karşılayıp onları yaşatıyorlar ve dünya çapında örgütlenmedir PKK. Kanada da var, Amerika’da da var, Rusya’da da var, Çin’de de var, her yerde var PKK’nın yerleri. Mesela Yunanistan’da kampları var, çok kapsamlı. Oradaki aydınlanma, yeme, içme bütün masrafları bunlar karşılıyorlar. İsviçre, Danimarka, Norveç hepsi para yağdırıyor, devlet resmi yardım yapıyor PKK’ya. Yani örtülü ödenekten, devletin örtülü ödeneğinden yardım yapıyorlar ve devletlerin derin devletleri bunları destekliyor. Yani istihbarat örgütleri, kendi istihbarat örgütleri destekliyor. Zaten beraber çekilmiş resimler var, fotoğraflar çektiriyorlar. Adamlar mesela Mehmetçik şehit edileceklerin bir takvimini yapıyorlar. Sakin sakin mesela "haftada dört tane iyi, üç kişiyi öldürelim, şehit edelim" diyor. Adamlar muntazam bunu yapıyorlar. Yıllardan beri hiç kesintisiz devam eder. Mesela biraz üstlerine gidildiğinde, PKK’nın üstüne gidildiğinde, hemen daha şiddetli kan dökmeye başlıyorlar dikkat ederseniz. Yani çok rahat onların kontrolünde oluyor böyle bir şey. Parayla adamların derdi yok, olsa adam gider. Zaten bak, kendini feda ediyor adam, ölümü göze alıyor. Gider mafyada çalışır adam öyle bir derdi olsa. Yani sırf kan dökmenin derdinde olsa, mafyada çok daha yüksek para kazanır o değil mi? Soygunla çok daha fazla para kazanır. Böyle bir derdi yok adamın. Adamın derdi Marksist, Leninist, Stalinist bir devlet kurmak, Kürdistan devleti kurmak bölgede. Komünist bir devlet kurmak, bu kadar, başka bir şey yok. İran’ı da içine alan, Türkiye’yi de içine alan, Irak, Suriye bütün ülkelere sarkıyor harita. Büyük bir devlet aslında kastettikleri. Çok büyük bir toprak. Bu bölgenin tamamı bizim olacak diyor. Siz vermezseniz, biz almayı biliriz diyor adamlar. Zaten komünist terörde kan döküldükçe, komünizm daha güçlenir. Mesela bir komünist oğlunu dağa gönderdiyse, eğitime gönderdiyse, onun mesela kardeşi de ondan etkileniyor. Yani kitlevi olarak etkileniyorlar, hayatımızı adadık diyorlar biz ailece ve etkileniyorlar. Kahvehanelerde eğitim var Güneydoğu’da, evlerde eğitim var. Evlerde hücre eğitimleri var. Mesela Mardin’de, Siirt’de her yerde var. Selam diyor mesela, Müslüman selamı vererek, hatta dindarları da kullanıyorlar gerekirse. Sizler rahat namaz kılacaksınız diyor PKK iktidarı. Zaten dine, aileye karşı PKK, o Leninizm değil mi? Din, aile ve ahlakı mutlaka ortadan kaldırılması gereken kurumlar olarak görüyor adamlar. Yani nasıl desteklesin, olacak iş mi? Tabii ki geçiş aşamasında komünistler böyle diyecektir. Yani her yerde yaparlar bunu, dünyanın her yerinde yapıyorlar. Geçici olarak iktidara gelinceye kadar derler. Hatta mesela bazı komünistler de; "biz geldiğimizde işte size şu özgürlüğü vereceğiz, bu özgürlüğü vereceğiz, istediğiniz gibi ibadet edeceksiniz. Mevcut şartlar da hiç rahat etmiyorsunuz. Biz iktidara gelelim tam anlamı ile özgürsünüz derler dindarlar, onların oyunu desteğini almak için.” Komünistlerin taktiğidir bu. İktidara geldiği zaman da, perişan eder. Ezebildiği kadar ezer gücü topladıktan sonra. Onun için kaynağı nedir diye sormak, yani biraz kızdırıcı, çok kızdırıcı. Ekonomik bağlantılar kurmakta çok acayip. Yani diyor ki; "Güneydoğu’ya iyi yatırım yapsak, üniversiteler kursak, orda eğlence yerleri, oteller yapılsa, fabrikalar, hiçbir şey olmaz" diyor. Yani çok çok daha iyi faaliyet yapar adam, çok çok daha iyi faaliyet yapar. Yollar yaparsın, adamın ulaşımı kolaylaşır. Fabrika yaparsın, fabrikadaki işleri organize eder, daha iyi bir komünist yapılanmaya gider. Okul açarsın, okula gider komünist propaganda yapar, öğretmenleri de baskı altına alacaktır, mecbur edecektir PKK’nın yolunda hareket ettirtmeye. Yani bunların hiçbiri, para götürürsün mesela, yiyecek götürürsün, onu alır PKK’ya götürür olduğu gibi. Bunları yapmayalım mı? Tabii ki yapacağız, PKK gidecek diye yapmayacağız diye bir şey yok. Ama karşı eğitim, yani anti-Darwinist, anti-komünist, anti-Stalinist eğitim gerekiyor. "Komünizm mi var?" diyorlar. Tamam o zaman, bu bela üstümüzden kalkmaz o zaman. Nasıl görmezsin, partinin programı komünist propagandaya dayalı, komünist yöntemlere dayalı bir sistem. Adamlar da söylüyor, bizim partimiz komünist partisi diyorlar ve bütün parti tüzüğünde komünizmin bütün kuralları açıklanıyor, izah ediliyor. Gece gündüz komünist propaganda yapıyorlar. Şimdi komünizme el atacak, ama adam kendi de solcu, şimdi kendini inkar edecek onunla mücadele ederse. Bazı siyasilerin bu komünist propagandaya karşı anti-komünist propaganda yapmamasının nedenlerinden bir tanesi budur. Bir kısmı anlayamadığı için yapmıyor. Bir kısmı kendince gerek görmüyor. Ama mesela komünist olan bazı siyasiler; "aman aman olur mu? Biz kendimizi inkar etmiş oluruz o zaman, adamları elleyemeyiz bu konuda” diyor. Hatta onlar diyorlar; "Biz sizle birçok konuda ittifak halindeyiz, siz ne yapıyorsunuz? Ne ararsan var bizde, biz de sizin gibi birçok şeye karşıyız, biz de birçok şey gibi sizin desteklediğinizi destekliyoruz, aynı fikirdeyiz" diyorlar. Hakikaten de aynı fikirdeler bir kısmı. Dolayısı ile oynanan oyunun arkasında Materyalist eğitim yatıyor, başka bir şey yok. Buna karşı işte en etkin faaliyet yapan olarak bizlerin faliyeti var. Bu da tabii kapsamlı tam doyurucu olmuyor, elimizdeki imkanlar dar olduğu için belirli bir düzeyde. Mesela Haber Türk’te de defalarca çıktılar, hepsini ezdiler Darwinistler. Anti-Darwinist kişiler çıkarttılar, Hocalar çıkarttılar, hepsini ezdi adamlar. Biz çıktık, darmakeşan oldular her seferinde. Zaten dedim bak, ben iki kişi göndereceğim dedim geçen günler, bol bol yeter dedim. Hakikaten böyle Kayseri pestili gibi ezildiler, konu da bitti. Ama işte Güneydoğu’da da anti-komünist propaganda da bize görev verilmesi gerekiyor, yoksa adım adım ilerliyorlar. Köylerde, kasabalarda, her yerde eğitim var. Mesela geçenlerde bir dindar kardeşimiz geldi; "Biz zamanında orda toplanırdık, işte camiler de dolardı, insanlar çok dindardı. Ama komünist propagandada şu an insan bulamıyoruz, acayip bir propaganda var, komünist propaganda var. Siz bize yardımcı olabilir misiniz?" dedi. Tamam olalım, ne yapabiliriz? Bin tane kitap gönderdik diyelim, bin kitapla olur mu, değil mi? Radyoların, televizyonların kontrolümüzde olması lazım. Yani oralarda bize imkan tanınması lazım. ŞEŞ TV’ye bakıyorum. Lorke aşağı, lorke yukarı, davulla zurna ile halay çekiyorlar ŞEŞ TV’de. Halayla, davulla, zurnayla anti komünist propaganda olmaz. Yani hiçbir şekilde etkilenmezler onlar, olmayacağı belli. Onun için sabırla uyarıyoruz, hatırlatıyoruz, rica ediyoruz. Anti-komünist, anti-Materyalist, anti-Darwinist propagandayı ya bize bıraksınlar, yahut devlet yapsın. Yani ikisinden birisi, başka türlü olmaz.